3 Mart 2019 Pazar

ân'a sığan bir âh

"Bazen sizi kurtaracak tek şey anılarınızdır."



ŞİAR - Mart-Nisan 2019

KESİK İZİ isimli şiirimle Mart-Nisan sayısında...


-FELSEFE KONUŞMALARI-

İlk kez Pythagoras(Pisagor) (MÖ 580-500) tarafından kullanıldığı belirtilen Felsefe terimi bilgelik sevgisi veya hikmet arayışı anlamına gelmekte.
Felsefeyle amaç varlıkla ilgili bilginin derinleştirilmesi ve böylece insanın zihnen ve ruhen olgunlaşabileceği bilgiye sahip olmasıdır.
MÖ dönemlerde böylesi arayış içerisinde olanlara filozof denmekteydi. Filozoflar insanı ilgilendiren tüm sorulara cevap bulmaya çalışır, eleştirici ve sorgulayıcı yöntemlerle sorular üzerinden düşünceler üretirdi. Filozofların her konuyla ilgilenmesi ve felsefe yapması nedeniyle, felsefe bütün ilimlerin merkezi olarak görülürdü. İlim deyince anlaşılan şey felsefe idi.
Sonraları çeşitlenen ilim dalları nedeniyle felsefe ayrı bir yere oturdu, başka ilim dalları ortaya çıktı. Yakın dönemlerde ise bu bölünme gittikçe daha da arttı.
Her ne kadar ilmi alanlar bölünmüş olsa da felsefe tümünün üzerinde, onları düşünsel bir disipline oturtan bir dal olarak varlığını sürdürüyor. Zira, felsefe neyi, nasıl bilmemiz gerektiğini konu edinir. O nedenle felsefe bütün düşünce ekollerinin de anası sayılır. Bütün düşünce ekolleri bir felsefi mantık üzerinden hareket ederek kendi gerçekliklerini vurgularlar.
Başlangıçtaki filozoflar düşüncelerine göre faklı ekollerin temsilcisi olarak değerlendirilseler de, yeni dönem düşünürler, düşüncelerini bir ideolojik disiplin içinden ortaya koyarlar ve düşüncelerini bu doğrultuda bir felsefi temele oturturlar.

“Felsefe konuşmaları-Felsefeye Giriş” adlı kitap varoluşçu akımın temsilcilerinden olan Karl Jaspers’in radyo konuşmalarından oluşmakta.
Karl Jaspers insanın olaylar karşısındaki durumunu, birey olarak ölüm, savaş, suç, değişim gibi şeyler karşısında nasıl tavırlar takınması gerektiğini varoluşçu yaklaşımlarla analiz eder ve varoluşçu felsefe doğrultusunda görüşler üretir.
Aynı zamanda psikiyatrist olan İsviçreli filozof Karl Jaspers bu özelliği sayesinde felsefenin pek çok alanında ilginç anlayışlar geliştirmiştir. Din felsefesinde "aşkın", "şifre" (gizli yazı düzeni), "felsefece inanç" tasarımları; tarih felsefesinde "Eksenler Dönemi" tezi; siyaset felsefesinde ise "yeni siyaset düşüncesi" Jaspers’in özgün yaklaşımlarını ortaya koyar.
Abdurrahman Aliy tarafından çevirisi yapılan kitapta Karl Jaspers’in görüşlerinden derlenen 12 bölüm yer almakta.

Kitap “Felsefe nedir?” sorusuyla başlıyor ve ilerleyen bölümlerde bu soruya yanıt aranıyor.
“Felsefe şu soruyla başlamıştır: Ne vardır? Her şeyden önce çok çeşitli varlık, Dünyada nesneler, canlı ve cansız şekiller-kalıplar, sonsuz çoklukta şeyler vardır, hepsi gelir ve gider. Ama asıl var olan, her şeyi bir arada tutan, her şeyin kendisinden ortaya çıktığı varlık diye isimlendirilen şey nedir? Bunun yanıtı şaşılacak çeşitliliktedir.” felsefe çeşitlilik içerisinde bu sorulara yanıtlar arar.
Felsefe bir bilim midir, felsefe ile bilim arasındaki ilişki nedir, felsefe neyi sorgular, bilim neyi arar?

“Bilimsel bilgiler, herkes tarafından bilinmesi asla zorunlu olmayan tek tek nesnelerle, konularla ilgilenirken, felsefede insanı insan olarak ilgilendiren varlığın bütünü ile aydınlatıldığı yeri, her tür bilimsel bilgiden daha derinden kavrayan hakikat söz konusudur.”
“Felsefe insanı yoğunlaştırarak gerçeklikten pay sahibi yapar, böylece kendi olur.”

*

Felsefe yapmak gerekli mi, değil mi soruları tarih boyunca hep soruldu. Felsefe yapmak insan için kaçınılmaz bir sorgulamadır. “Felsefe yapmak, yaşamın doğal gereksinimlerine bağlılıktan bir tür uyanıştır. Bu uyanış eşyaya, göğe, dünyaya belirli bir amaca yönelik olmayan bakışta gerçekleşir.”
“Felsefe yapmak, kökeni uyanık yapma, kendisine giden yolu yeniden bulma ve içsel eylemde, sahip olunan güçlere göre kendine yardım etme kararıdır.”

Jaspers, felsefe yapanın bir ana düşünceye, bir temel inanca bağlı olması gerektiğine inanan düşünürlerden biri. Ona göre, “bağımsızlık, özellikle olumsuzlamanın keyfiliğine dönüşür”, bağlılık ise doğru yolda iz sürmektir.
“Felsefe yapmak, kendi aşkınlığı yoluyla mutlak bağlılıkla özdeş olan Dünya-içi bir bağımsızlıktan doğar ve büyür. Bağlılığı olmayan sözde bağımsızlık hemen boş düşünceye, yani içerikte hazır olmadan, ideaya katılmadan, varoluş üzerine kurulmuş olmadan yürütülen formel düşünceye dönüşür.”

Tanrı konusu felsefenin en çok tartıştığı konular arasında yer alır. Filozoflar, Tanrı’nın varlığını sürekli tartışmışlardır. “Batı’nın Tanrı düşüncesinin iki tarihsel kökü vardır: İncil ve Yunan felsefesi”
Batı aydını tartışmaları hep bu iki pencereden yürütür. Jaspers’e göre Yunan felsefesiyle, İncil’in Tanrı anlayışı arasında özü itibarıyla farklılık yoktur. Ona göre Yunan felsefesi çok Tanrılı bir anlayışı benimsemiş olsa da bu yaklaşım gelenekseldir ve onlara göre de yaratıcı Tanrı, tektir.

Günümüzde Tanrı’nın varlığı-yokluğu gibi konular sadece eski filozofların yaklaşımları üzerinden değerlendirilmektedir. Çağımızın filozofları “Tanrı’nın olup olmadığı sorusunu seve seve görmezden geliyorlar. O’nun varlığını ne olumluyorlar ne de yadsıyorlar.” Jaspers, felsefe yapanın bu konuya değinmesinin zorunlu olduğunu öne sürer. Açıklamalarında Tanrı’ya inanmakla, özgür birey olabilme arasında bağ kurarak, Tanrı’ya inanmayı özgür olmakla özdeşleştirir ve o nedenle kendini ona adadığını belirtir.
“İnsan ne kadar çok özgürse, Tanrı da onun için o kadar çok kesindir.”
“Yaşamda özgürlüğümüz, sanki oradan gelecek yardımı deneyimliyormuşuz gibi bir haletiruhiye içindedir.”
“Tanrı varlıktır, varoluşun asıl biçimi olan bu varlığa kendimi tamamen adarım. Dünyada yaşamım pahasına kendimi adadığım şey, Tanrı’nın inanılan iradesi koşulu ve sürekli imtihan altında, Tanrı ile ilişkilidir…
Dünyadaki realiteye kendini adamada-kendini Tanrı’ya adamanın vazgeçilemez aracısı-kişi-olma gelişir.”
“Tanrı vardır, zorunlu bir talep vardır, insan sonludur ve mükemmel değildir, insan ancak Tanrı’nın idaresiyle yaşayabilir.”

“Felsefe Konuşmaları” çeşitli zamanlarda yapılmış olan radyo konuşmalarının çözümü olduğu için farklı konu başlıklarına rağmen yer yer benzer cümlelerle karşılaşmanız mümkün.

Semiha Kavak
HECE Dergisi 2019