Klasik Türk Edebiyatımızda
şiirin ayrı bir yeri var. Şiir, Cumhuriyet döneminde edebiyatımızda önemli bir
yere sahip olduğu gibi, Osmanlı Dönemi öncesinde ve Osmanlı Döneminde de
vazgeçilmezdi. Osmanlı padişahlarının hemen tümünün şiire ilgisi vardı. Hatta
bazıları dönemin önemli şairlerinden sayılırlar. II. Murad(Muradi) , Fatih
Sultan Mehmed, II. Bayezid, Cem Sultan, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan
Süleyman (Muhibbi) , II. Selim, Sultan III. Murad, IV. Murad, IV. Mehmed, II.
Ahmed, II. Mustafa, III. Selim ve Mehmet Reşat gibi birçok padişahın şair oluşu şiirin tarihimizde ne derece
önemli olduğunu gözler önüne seriyor.
Şiir, geçmişte
devlet yöneticilerinden, halk kesimine kadar toplumun her kesiminde ilgi
görürdü. Anadolu toprakları belirttiğimiz sadece yakın dönem veya Osmanlı
döneminde değil, önceki dönemlerde de şiirle içli dışlıydı. O nedenle bu
topraklar aynı zamanda şairler diyarıdır.
Geçmişten
günümüze şiirimiz bazen derin bir ilahi
aşkı, bazen sevgiliye olan duyguları, bazen vatan sevgisini, bazen yaşanan
hayatı aktaran önemli sözler olarak hayatımızda hep canlılığını korudu. Bu sebeple geçmişten, günümüze binlerce
beyit, yüzlerce şiir hala dilden dile dolaşmaktadır.
Ancak, geçmişle
kopan bağımız genç nesillerin bu önemli kültür mirasına ilgiyi azaltmıştır.
Şiir mirasımızın önemli bir bölümünü oluşturan divan edebiyatımızın, halk
edebiyatımızdan ayrı bir özellik taşıması, vaktiyle halk ile bu önemli şiir
damarı arasında sağlıklı bir bağın
kurulmasına engel oluşturduğu gibi,
alfabe değişimiyle de bu kültürle yeni neslin bağ kurması iyice zorlaşmıştır.
Önümüzde
olumsuz bir tablo bulunmuş olsa da, şiir geçmişimizde divan edebiyatının
yerinin fevkalade önemi olduğunu düşünürsek, bir şekilde bu mirasla ilişkiyi
sağlamamız, en azından günümüze ve gelecek nesillere bu mirası iletmemiz
edebiyat kültürümüz açısından son derece önemlidir.
Bu doğrultuda
oldukça gayretli çalışmalar olsa da
bunlar sonuç alıcı, gelecekten ümitli olmamızı sağlayacak yeterlilikte
değiller.
Emrah Gökçe, bu
alanda bir boşluğu doldurma amacıyla geçmişin birbirinden güzel mısralarını bir
kitapta toplayarak, geçmişten günümüze yansıyan 500 beyiti
“Berceste Şiirler” adı altında şiir okurlarıyla buluşturdu.
Kitabın ismi,
başlı başına kitabın içinde ne tür şiirler olduğunu anlamayı kolaylaştırıcı bir
isim olarak seçilmiş. “Klâsik Türk Edebiyatının temel nazım şekli iki mısradan
oluşan beyit olduğundan bu ıstılah “berceste mısralar” olarak
kullanılagelmiştir. Biz de bu tabirden mülhem olarak kitabımıza Berceste
Beyitler ismini vermeyi uygun gördük. Usta
malı berceste beyitlerle aşk, irfan, hikmet ve ilim dünyamızda ufak da
olsa bir gezintiye çıkmaktır maksadımız.”
Kitapta yer
alan beyitler hem orijinal halleriyle yani Osmanlıca yazılmış, hem vezinleri
belirtilmiş, hem de Türkçeye çevrilmiş. Ayrıca bu beyitlerin günümüzdeki
anlamları da verilmiş. “Bununla kitabı eline alan okurun bir beyitle ilgili
izah edilmesi gereken hemen her şeyi bir
arada görmesi ve klâsik şiir deryasından bir nebze de olsa tatması amaçlandı.
Türkçe şiirlerin yanı sıra zaman zaman Farsça
şiir parçalarına da yer verildi.
Kitap
Mevlana’nın “Tomegûmârâbedânşehbârnîst /
Bâkerîmânkârhâduşvârnîst” ( Sen, bize, sakın Allah Teâlâ’nın huzuruna çıkmaya,
ona yakın olmaya izin yoktur deme. Allah Teâlâ Kerim’dir ve kerimlerle iş
tutmak kolaydır.” Beyitiyle başlıyor.
Özenle seçilmiş
beyitler arasında edebiyatımızın ölümsüz şiirlerinde yer alan birbirinden
güzel beyitler bulunmakta. Kitapta
sadece eskiye, eski şairlere ait olan beyitler değil, Cumhuriyet dönemi
şairlerinden Yahya Kemal Beyatlı, Mehmet Akif, Neyzen Tevfik gibi şairlerden de beyitler var.
Emrah Gökçe’nin
beğenilerinden oluşan kitapta yer alan beyitlerin Türkçeleştirilmiş halleri
beyitlerin kolayca anlaşılmasını sağlarken, elbet okuyucuya orijinal tadını
vermeyebilir. Okuyucu belki bunların başka yerlerde farklı anlamlandırmalarına
da tesadüf edebilir. Şiirde asıl olan orijinal hali olduğu için dileyen buradaki beyitleri elbette orijinalleri üzerinden kendince anlamlandırabilir.
Eser, birçok
şairden güzel beyitler ezberlemek veya onlardan çeşitli şekilde yararlanmak
isteyenler için elden düşürülmeyecek
türden.
İnternet
mecrasında dolaşan özlü ve güzel sözlerin ne derece ilgi gördüğünü düşünürsek,
bu kitabın elimizin altında olmasının son derece yararlı olacağını, geçmiş
döneme ait şiirlerle bağ kurmamızı kolaylaştıracağı bir gerçek.
Semiha Kavak
ŞİAR Dergisi Sayı: 22
Berceste
Beyitler
Emrah Gökçe
Ötüken Yayınevi
303 Sayfa
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder