YENİ ŞAFAK PAZAR SÖYLEŞİ
Mustafa Bostancı, sosyal medya platformlarının belirli devletlerin ve belirli güçlerin elinde kitleleri yönlendirme becerisine sahip stratejik bir silaha dönüşebileceğinden söz ediyor ve ekliyor: “Siyasal iletişimin en temel kitle iletişim aracı olan televizyon, gazete ve radyo gibi geleneksel medya araçlarının yerini daha çok dijital platformlar ve sosyal medya alıyor. Tek taraflı kitleye hitap eden lider veya aday profilinden çok artık etkileşime giren lider veya adayları daha çok görüyoruz.”
SEMİHA KAVAK
Sakarya Üniversitesi
İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Bostancı, Sosyal Medya
ve Siyaset, Sosyal Medya: Dün, Bugün, Yarın isimli kitapları ve çok sayıda
akademik yayını bulunan çok yönlü bir akademisyen. Sosyal Medya platformlarının
kişiler üzerindeki etkileri ve siyasi düşünceye etkilerine dair sorularımızı
cevaplayan Bostancı, dünyayı saran sosyal ağlar karşısında ülkemizde dijital teknolojiler, sosyal ağlar, güvenlik
riskleri, tehditler gibi çeşitli konularda eğitimlerin sıklaştırılması ve yerli
alternatiflerin geliştirilmesi gerektiğini belirtiyor.
İnternet teknolojisinin bir iletişim aracı olarak küresel anlamda yaygın kullanılmaya başlaması ile birlikte Sosyal Medya gün geçtikçe bireylerin, toplumların üzerinde etkisini artırıyor. Artık yeni bir insan tipolojisine sahibiz. Eskiden toplum içinde kendine yer edinmeye çalışan bireyler artık bunu sosyal medya üzerinden sağlama çabası içerisinde. Ülkemizin sosyal medyayı en çok kullananlar arasında yer aldığını dikkate alarak öncelikle şunu sormak istiyorum; İçinde bulunduğumuz bu tablo dünya için, bizlerin geleceği için iyiye mi, kötüye mi işaret? Sosyal Medya bizi nereye götürüyor?
Sosyal medya, yaşadığımız dijital
çağın en yoğun kullanılan iletişim platformlarını içeriyor. Söz konusu ülkemiz olduğunda,
sizin de ifade ettiğiniz gibi sosyal medyayı en çok kullanan ülkelerin başında
geliyoruz. Şüphesiz bunda genç ve orta yaş nüfusa sahip olmamızın etkisi büyük.
İçinde bulunduğumuz tablo, dijitalleşme itibariyle hem iyi hem kötü
gelişmelerin örnekleriyle dolu. Geleceğe bakmak için öncelikle şimdiyi görmek
gerekiyor. Sosyal medya kimi zaman yoğun dezenformasyon ve algı yönetiminin yayılarak
kitlelerin yanlış yönlendirildiği, kimi zaman da iyiye ve doğruya ilişkin
bilginin kitlelere yayıldığı ve kolektif bir hareketin toplumsal sorunlar
karşısında çözüm üretmek için örgütlendiği bir mecra oldu. Kimi zaman
haksızlıklar karşısında sessiz kitlelerin sesine, kimi zaman da illegal
örgütlerin elinde önemli bir silaha dönüştü. Arap Baharı, Gezi Olayları, 15
Temmuz Darbe Girişimi gibi toplumsal olayların hepsinde de sosyal medyanın
etkin bir şekilde kullanıldığını hatırlıyoruz. Kısacası elimizde farklı
yetenekleri olan platformlar var ve biz bunlarla gelecek adına ne yapmak
istiyoruz? İyiliğe dair herhangi bir girişime de, kötülüğe dair herhangi bir
girişime de sosyal medya güç katabilir. Sosyal medya bizleri alışılagelmiş
iletişim yöntem ve tekniklerinden kopararak yeni bir dünyayı deneyimlemeye
götürüyor. Bu açıdan sosyal medyayı nasıl kullandığımız, ne amaçla
kullandığımız, fırsatları nasıl değerlendirdiğimiz, zararlı etkilerinin ne
kadar farkında olduğumuz ve olası risklere karşı ne kadar tedbir aldığımız çok
önemli. Sosyal medya hayatın göz ardı edilemez bir gerçeği ve biz bu gerçekle
yaşamayı öğrenmeliyiz.
HER BİRİNİN KENDİ KİTLESİ VAR
Türkiye’de en çok kullanılan sosyal medya platformları olan
Facebook, Twitter Instagram YouTube kullanıcılarını sonsuz bir akışa teslim
ediyor. Bu mecralardan karşımıza çıkan
reklamlar, fenomenler, akımlar, paylaşımlar, haber ve enformasyon
içerikleri, fotoğraflar vs kişi üzerinde nasıl bir etki oluşturuyor ?
Her platformun kendine has
kitleleri var artık. Platformların içerikleri de birbirinden farklılaşmaya
başladı. Kullanıcılar bu platformları iletişim, sosyalleşme ve eğlence gibi
amaçlarla kullanırken, işletmeler, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler
ise müşterilerine ulaşmanın ve onlarla bağlantıda kalmanın etkili bir yöntemi
olarak kullanıyor. Reklam harcamalarının son yıllarda geleneksel medyadan
dijitale doğru büyük bir değişim geçirdiği çeşitli raporlarla ortaya konuluyor.
Vaktinin büyük bir bölümünü burada geçiren kullanıcıya billboard reklamı ile
ulaşmak artık hayal. Özellikle yaşadığımız pandemi dönemlerinde hem reklam
gösterimleri hem de satın alma davranışı çoğunlukla dijital mecralardan gerçekleştiriliyor.
Sosyal medyanın ünlüleri olan fenomenler birer pazarlamacı gibi çalışıyor. Kimi
zaman kendi takipçilerine bir ürünü tanıtırken kimi zaman da sansasyonel bir
davranışla karşınıza çıkabiliyorlar. Hemen hemen herkes içerik üretiyor fakat
kullanıcıyı etkileşime dahil eden içerik her zaman daha değerli oluyor.
Kullanıcılar sosyal medyada gördükleri içeriklerden hareketle bir hizmete veya
ürüne karşı davranış geliştirebilirler. Bir kişiye veya fikre ilişkin algıları
değişebilir. Sosyal medyadan yayılan bir içerikle kamuoyu oluşturulabilir.
Siyasi bir lidere veya partiye ilişkin tutum değişebilir, oy verme davranışı
etkilenebilir.
YÜZDE 28’İN SİYASİ TERCİHİNİ
ETKİLİYOR
Sosyal Medyanın siyasi düşünce oluşturma açısından ne derece
etkisi var? Siyasal karar verme noktasında kişiler sosyal medyadan ne derece
etkilenirler?
Sosyal medya yalnızca kişilerarası
iletişim pratiklerimizi değil, aynı zamanda siyasal iletişim pratiklerimizi de
dönüştürüyor. Siyasetin alışılagelmiş lider, seçim, propaganda kavramlarını
yeniden yorumlamamıza neden oluyor. Ben bu yeni durumu siyasal iletişim 2.0
olarak adlandırıyorum. Siyasal iletişim 2.0 kavramından hareketle siyasetin
doğasında yaptığı temel değişimleri hatırlatmakta fayda var. Siyasal iletişimin
en temel kitle iletişim aracı olan televizyon, gazete ve radyo gibi geleneksel
medya araçlarının yerini daha çok dijital platformlar ve sosyal medya alıyor.
Tek taraflı kitleye hitap eden lider veya aday profilinden çok artık etkileşime
giren lider veya adayları daha çok görüyoruz. Türkiye genelinde seçmenlerle gerçekleştirdiğimiz
bir araştırmanın sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 28,5’i sosyal medyada
karşılaştıkları içeriklerin siyasi tercihlerini etkilediğini belirtiyor.
Benzeri araştırmalardan da hareketle, sosyal medya siyasi partilerin ve
adayların seçmene ulaşmalarında, kendilerini anlatmalarında ve oy vermeye ikna etmelerinde
stratejik bir önem taşıyor.
BELİRLİ GÜÇLERİN EGEMENLİĞİNİ
GÖRÜYORUZ
ABD seçimlerinde Trump’un seçim işlerini yürüten şirketin
bazı verileri Facebook üzerinden temin ettiği ve Trump’un seçimleri
kazanmasında bu verilerin önemli rol oynadığı iddia ediliyordu. Gerçekten
verilerle belirlenen stratejiler seçimlerde bu derece etkili olabilir mi? Öte
yandan seçim yenilgisinin ardından henüz devir teslimi dahi olmadan twetter
Trump’un hesabına engel koydu. Buradan Sosyal Medyaya bakarsak bu durum bize neyi
anlatır? Bu platformlara sadece ticari amaçlı platformlar gözüyle bakmak mümkün
mü?
Hafızalara Cambridge Analytica
skandalı olarak kazınan veri skandalları, Facebook’a olan güveni zedelemiştir.
Facebook güvenlik açığından yararlanan basit bir kişilik testi yardımıyla
kullanıcıların kişisel verileri elde edilmiş, bu veriler seçmen tercihlerinin
yönlendirilmesinde kullanılmıştır. The Great Hack isimli belgesel, bu konuyu
tüm detaylarıyla ortaya koyan bir çalışmadır. Sosyal medya platformları sadece
veri skandalları ile değil, sansür uygulamaları ile de gündeme geliyor.
Özellikle Twitter, siyasi liderlere ait hesapları dondurma, tweetleri silme
gibi birçok vaka ile biliniyor. Hal böyleyken, sosyal medya platformlarına
sadece iletişim, eğlence, ticaret amaçlı platformlar olarak bakmak doğru
olmayacaktır. Bu platformlar belirli devletlerin ve belirli güçlerin elinde
kitleleri yönlendirme becerisine sahip stratejik bir silaha dönüşebilmektedir.
BİR MİLYON VERİ ÇOK ŞEY İFADE EDER
Sosyal Medyada beğeniler, paylaşımlar, yorumlar, hashtagler
ve tıklanmalar neticesinde kişiler hakkında her tür veri elde ediliyor.
Dijitalleşme her geçen gün yaygınlaşırken, artık arama motorlarında ve sosyal
medya platformlarında arattığımız ya da gezindiğimiz, hatta telefon yanımızdayken
bahsettiğimiz bir ürün karşımıza reklam olarak çıkıyor. Bu bilgiler bireylerin
tercihlerini manipüle etmek için kullanıldığında buna karşılık alınabilecek
tedbirler var mı, yoksa kullanıcılar çaresiz mi?
Maalesef bu noktada platform
sahipleri daha avantajlı bir durumda. Platformlar algoritmalar, sayesinde kullanıcıların
yaptığı aramalar, içerik etkileşimleri, takip ettiği hesaplar gibi verileri
işleyerek onlara gösterilmesi gereken en ideal reklamı karşılarına çıkarıyor. Hatta
ve hatta yakın zamanda Whatsapp üzerinden kullanıcılara iletilen yeni kullanıcı
sözleşmesine göre, telefon numarası, rehberdeki kişiler, cihaz model bilgileri,
operatör bilgileri, Facebook tabanlı harcama ve ödeme yöntemleri gibi birçok
veri işlenebiliyor ve kullanılabiliyor. Bu bağlamda bu bilgiler bireylerin
tercihini manipüle etmekte, kitleleri yanlış yönlendirmekte rahatlıkla
kullanılabilir. Bir kişinin verisi tek başına bir anlam ifade etmeyebilir fakat
bir milyon kişinin verisi bir araya geldiğinde, o kitle hakkında yıllar süren
araştırmalar sonucu elde edilemeyecek çok değerli bilgiler elde edilir. Bütün
bu veriler sınıflandırılarak ilgili gruba sadece belirli bir siyasi partinin
reklamları ya da adayın paylaşımları gösterilirken, diğer siyasi parti ve
adayın içeriklerinin görülmesi engellenebilir. Bütün bunlara ek olarak kullanıcılar
tamamen çaresiz diyemeyiz. Kullanıcıya düşen kullandığı platformun üyelik
sözleşmelerini iyi okumak ve gizlilik ayarlarını doğru ayarlamak.
YERLİ ALTERNATİFLERİN GELİŞTİRİLMESİ VE EĞİTİM
Sizce Türkiye, Dijital Teknolojinin neresinde? Dünyayı saran
bu ağlara karşı neler yapılabilir? Bu konularda yeterince tedbir alamayan
ülkeleri neler bekliyor?
Türkiye’de dijital teknolojiler
noktasında önemli adımlar atılıyor. E-devlet uygulamaları sayesinde kendimizi
dijital vatandaş gibi hissediyoruz. İnanılmaz bir kâğıt israfı vardı ki
elektronik belge yönetim sistemi bu durumun önemli ölçüde önüne geçti.
Dijitalleşme bağlamında gerek kamu gerekse özel sektörde güzel gelişmeler
yaşanıyor. Sorunuzun sosyal ağlar boyutuna gelecek olursak, ülkemizin dünyayı
saran sosyal ağlar karşısında yapması gereken iki önemli şey olduğuna
inanıyorum. Birincisi, özellikle nüfusumuzun büyük bir bölümünü oluşturan genç
ve orta yaş grubunu bu konularda iyi eğitmek gerekiyor. Diğer yaştaki
kullanıcılar önemsiz demiyorum fakat önce buradan başlanmalı. Dijital
teknolojiler, sosyal ağlar, güvenlik riskleri, tehditler gibi çeşitli konularda
eğitimlerin sıklaştırılması, bu konuların eğitim müfredatlarında uygun şekilde
yer alması gerekiyor. Medya okuryazarlığı dersi bu bağlamda önem arz ediyor. İkincisi
ise, yerli alternatiflerin geliştirilmesi. Sadece sosyal ağlar değil, işletim
sistemi, arama motoru, ofis yazılımları gibi birçok konuda yerli alternatiflerin
geliştirilmesi noktasında milli politikaların izlenmesi gerekiyor. Aksi durumda
dünyanı saran bu ağlar sizin kişisel verilerinizi size karşı kullanabilir.
Sizin vatandaşlarınızın algılarını yanlış yönlendirebilir. Siyasi tercihlerinizle
ilgili dezenformasyon yayabilir. Milli değerlerinizle ilgili yanlış içerikleri
kaldırmayabilir.
GENÇLER DİJİTAL YALNIZLIĞA TERKEDİLMEMELİ
Sosyal Medyada bilindik platformların dışında da çeşitli
platformlar, sohbet odaları var. Bu platformları kullananların genellikle
gençler olduğunu düşünürsek gençlerimizi bu platformlar nasıl etkiliyor?
Sosyal medya denildiğinde herkesin
aklına Facebook, Youtube, Twitter, Instagram gibi popüler platformlar geliyor.
Fakat sosyal medya her geçen gün gelişen ve çeşitlenen bir platformlar bütünü.
Markalaşmış platformların yanı sıra henüz çok kişi tarafından bilinmeyen
platformlar özellikle gençler için risk arz ediyor. Her nasıl geleneksel
medyada izlenecek televizyon programını seçiyor, okunacak kitap konusunda
hassasiyet gösteriyorsak aynı dikkat ve hassasiyeti dijital içerikler ve
platformlar hususunda da göstermemiz gerekiyor. Gençlerin zihin dünyasının
şekillendiği yıllarda hangi kaynaklardan beslendikleri son derece önem arz
ediyor. Bu noktada ebeveynlere, eğitimcilere ve gençlik özelinde çalışan
gönüllü teşekküllere görev düşüyor. Gençleri bu platformların girdabına
kaptırmamalı, dijital yalnızlığa terketmemeliyiz. Yasaklamak ya da kullanmamak
çözüm değil, çözüm dengeli ve bilinçli kullanmaktan geçiyor.
Meraba yazilarinda atlama araligi kullanabilirsen daha iui olur. Mobil kullanim kapali acarsan daha fazla kullanici cekersin.
YanıtlaSilBakacağım. Teşekkürler.
Sil