“Bunu henüz anlamıyorsun. Henüz değil, henüz
değil. Hazır değilsin. Sana vereceğim hediyeyle dayanıklı olacaksın. Ama bu
bizim son gecemiz ve tüm korkularını, karabasanlarını ve proleter kent kızı
terörünü içinden çekip almam lazım. Yeni şeylerden korkmak için yer açmalısın.
Seni kendi devrimimle baştan yaratmalıyım. Ne beyaz ne kırmızı, ama siyah.”
Catherynne M. Valente
Monokl
Monokl
Erkeğini arzulayan, kucağını uyandırıp açacaktır muazzam zevklere,
Odasının mahrem gölgesi ardında: kendisinden mahrum edilense
Zevkli neşelerin, unutacaktır hasıl etmeyi ve yaratacaktır aşıkane bir suret,
Perdesinin gölgeleri arasında ve ketum yastığının katları altında.
İşte buraları tam da dinin meskenleri değil midir, ölçülülüğün ödülleri,
William Blake
Pinhan
"Rüya, çoğunlukla inanıldığı gibi rasgele ya da anlamsız
çağrışımlar veya pek çok yazarın düşündüğü gibi uyku
sırasında meydana gelen somatik duygulanımların bir sonucu
olmaktan çok uzaktır. Rüya, psişik etkinliğin özerk
ve anlamlı bir ürünüdür ve diğer bütün psişik işlevler gibi
sistemli bir şekilde incelenebilir. Rüyaların sebebi, uyku sırasında
hissedilen organik duyular değildir; bunlar rüyanın
oluşumunda ikincil öneme sahiptir ve sadece psikenin etkilendiği
unsurları (malzemeyi) oluştururlar. Freud’a göre
her karmaşık psişik durum gibi rüya da amaçları, geçmişe
dayanan çağrışımları olan bir oluşum, bir üründür. Ayrıca
düşünülerek yapılmış her hareket gibi mantığa dayanan bir
sürecin, farklı eğilimler arasındaki rekabetin ve bir eğilimin
diğeri üzerindeki zaferinin sonucudur. Yaptığımız her şey gibi rüya görmenin de bir anlamı vardır." s.11
Pinhan
"Her aşkın sona erişi, gerçekte, hiçbir zaman sahip olamadığımız kaybıyla gerçekleşir."
"Rüya, çoğunlukla inanıldığı gibi rasgele ya da anlamsız
çağrışımlar veya pek çok yazarın düşündüğü gibi uyku
sırasında meydana gelen somatik duygulanımların bir sonucu
olmaktan çok uzaktır. Rüya, psişik etkinliğin özerk
ve anlamlı bir ürünüdür ve diğer bütün psişik işlevler gibi
sistemli bir şekilde incelenebilir. Rüyaların sebebi, uyku sırasında
hissedilen organik duyular değildir; bunlar rüyanın
oluşumunda ikincil öneme sahiptir ve sadece psikenin etkilendiği
unsurları (malzemeyi) oluştururlar. Freud’a göre
her karmaşık psişik durum gibi rüya da amaçları, geçmişe
dayanan çağrışımları olan bir oluşum, bir üründür. Ayrıca
düşünülerek yapılmış her hareket gibi mantığa dayanan bir
sürecin, farklı eğilimler arasındaki rekabetin ve bir eğilimin
diğeri üzerindeki zaferinin sonucudur. Yaptığımız her şey gibi rüya görmenin de bir anlamı vardır." s.11
Pinhan
"Her aşkın sona erişi, gerçekte, hiçbir zaman sahip olamadığımız kaybıyla gerçekleşir."
"Bizim için önem taşıyan her şeyin ötesinden olduğundan kavuşmak imkân
dahilinde değilmiş gibi gözüktükçe bizi çeken ötekine, sanki bize rağmen, zorunlu olarak bağlayan şeydir tutku."*
*Blanchot s.46 47
"Metinle okuyucu arasında, yalnızca cümleleri anlamak gibi basit bir algıyı aşabilecek, neredeyse aşklarınki gibi bir işbirliği gerekiyor." s.74
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder