30 Ağustos 2015 Pazar

GECE GELEN MEKTUPLAR


pencere kenarları maviye boyanan evler biliyorum. akşamların sessizce içimize dolduğu anlar. bardaklar ve onlara doğru yürüyen sarhoşluklar. bu minvalde suçu olmuyor içkilerin. bu kadar kana karışabiliyor  akşam üstleri.  parmaklarıyla cama dokunuyor çocuk. parmaklarıyla cama söz veriyor. ama kırılmıyor bazı acılar. dağılmıyor.

seninle anlamlanan uzaklar biliyorum. sensiz anlamlanan yalnızlıklar. gece yolculukları. radyolar. anılar. sarışın gülüşler. bakır bir acı. ama sığmıyor işte bazı renkler gözlerimize. gözlerimiz bazen yetmiyor. yetmiyor yalnızsın diyen otel odaları.

sen uyurken yağan yağmurlar oluyor bazı sokaklarda. orada ıslanan ışıklar. usulca bir şarkı geçiyor önümden. kanıma karışıyor. sen. gece. şarkılar. nedenler buluyorum. bazı aşklar şarkılardan oluyor. bazıları yağmurlardan. bazıları boyna dolanan kokulardan. senin yüzünden oluyor bazıları.

özlesem. yetmesem. çıkıp gelsem. çiçeklerden bahsetsem sana. işaret parmağım tüm cevapları bilse. işbirliği yapsam tebeşirlerle. gizliden okuduğum kitaplarım olsa sıramın içinde. cebimin karanlığında sakladığım sözlerim.

ben değişsem mesela. bir gün çöl olsam. sessizlikten var etsem kendimi.  bir gün o çölün sensizliği. kapanan kapıların seslerinden korkmasam mesela. bazı ayak seslerinden korkmasam.  ben  bu  sözcükleri aldırsam sesimden. ben bu yağmuru çıkarsam aklımdan. ben bu sarı fuları sarmasam boynuma.  ben  her gün mutlu olmayı bilen bir sokaktan geçsem. 

bazen saklansam. bazen çıkıp gitsem.  ama en çok seni beklesem. otobüs duraklarında. bir evin camında. deniz kenarlarında. çalan telefonları hemen açmasam.

inandıklarımı söylüyorum  yürüyen bir merdivenden inerken. hiçbir şeyi unutmayan bir adamın yüzüne benziyor yüzüm. gidip bir aynadan soruyorum yara izlerimi.

sevgilim

tam sevişirken

sevgilim

benim bir yalnızlığım var

Abdullah Eraslan
Artık Kalbimi Çıkarıyorum Uyurken -syf. 47


21 Ağustos 2015 Cuma

Düş'te Dem Vakti


Güzün dem aldığı vakit yakın
uykusunda kış büyüten
kaya yüzlü kahinlerin sözüdür
günlerin ölü taşıyıcısıdır onlar

fısıldadılar tan ağarırken
öğrenilecek
ne varsa okuyorum
ağacın gövdesinde palazlanan

kanadığında yaprak
ân'a soyunuyor yokluğun kapısı
sis düşüyor gözlerine
vuran dalgadan
solgun söz artıkları

Kışı uykusundan uyandırınca
menekşeler
Göğsümde soluklanıyor sürgün

Semiha Kavak
Ayna İnsan Sayı: 15