yeniden okumak istiyorum Edip Cansever’i 
uzun kurulan bir cümleyi düşlemek gibi 
en çok akşam üstleri belki 
belki de sabaha karşı 
yalnızlıklar, mutsuzluklar, sıkılmalar buluyorum 
her kente bir parkın kanepesinden ilişiyorum 
eriyerek suya karışan çiçekler geçiyor gözlerimden 
yazdıkça inanıyorum güzelliğine 
bir yaşam daha çıkarıyorum içimden 
unuttuğum sözcükleri tek tek anımsıyorum 
kararlar ekliyorum tenime, öngörüler 
parmaklarıma bakıyorum, biriyle dokunuyorum ötekine 
denizler yakıştırıyorum, gökler, sular, gürültüler 
yaşam diyorum, aşk diyorum 
oysa her aşk bir meleği öldürmektir Helen 
hâlâ ayna tutuyorlar mı ölülerin yüzüne 
insandan yorulur 
anlamaktan yorulur ayna 
döker sırrını 
mutlaka gecedir, sessizliktir, ıssızlıktır 
değemem yaşıma 
sessiz ve ıssız geliyorum sana 
öptükçe derinleşiyor gamzenin biri 
ne söylemek istersem avuçlarıma yazıyorum 
belki sevmenin de vardır matematiği Helen 
bense bilmiyorum kalbimin çapını 
gölgem düşüyor üstümden 
yüzün bir şeyler ekliyor yüzüme 
belki sessizlik 
belki ıssızlık 
belki yalnızlık 
Ayna, 30 Mayıs 2001-İstanbul Abdullah Eraslan

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder