30 Mayıs 2015 Cumartesi

Glossolalie


Hasan Akay'ın Ebru Şiirleri isimli kitabı, kadim bir dostun tavsiyesi olarak uzun süredir aklımda. En çok da bu kitapta geçen, blog başlığına eklediğim "Glossolalie" ifadesiydi bana ilginç gelen. 

Anlamı; "insanın daha önceden bilmediği bir dili birdenbire ve kendiliğinden konuşma yeteneği" imiş.

İlk başlarda sihir gibi görülen bu bulutsu tutkuyla, bin yıldan fazla bir zamandır, suyu kitreyle yoğunlaştırarak duygu ve düşüncelerini çeşitli sembollerle su üzerine aktarabilme yeteneğine her gün bir yenisini ekleyerek uğraş veriyor insanoğlu. Ebruzen'in kendi irade-i cüzziyesiyle oluşturduğu bu soyut sanatın maneviyatla olan bağı da güçlendirdiği kesin. 

"Tekne hazır, su hazır, ışık hazır, göz hazır, arzu hazır, ruh hazır. Ne kalıyor geriye? Bir esinti, bir yelken, bir dümen; ve biçemler ve renkler güzelliği giyinmeye artık hazırdır. İyi niyet de almışsa gönüldeki yerini, işte semere: Bahtına İlâhi âhenkten zerre zerre bir şeyler damlayacaktır."

Şiir gibi sırlıdır ebrû da...  

Su'yun yüzüne yayılan sırlı dil'den okunan hayat, şiire dönüşür... 

Fırça darbeleri ebru'da yalnızca oluştuğu ân'la kalmayıp, muhayyilede süreci devam ettirecek bir şekli (gerçeği) ortaya çıkarırken, bilinmeyen bir dili de konuşturmaya hazırlanır. 

Şiirin ortaya çıkışında şairle benzerlik taşıyan bu durumu Akay şöyle dile getirmiş:

"...ne olduğunu kendisi de tam olarak bilemediği için 'ne çıkacak bakalım' der ve ebrunun oluşumu anındaki safhaları hem görsel olarak, hem de hayalen yaşar. Ortaya çıkan şey, bitmiş ve kağıda çekilmiş haldeki ebru, sınırsız değişimler içinde yakalanan bir an'ın dondurulmuş ama zihindeki oluşum süreci hayalen devam eden şeklidir: bu noktadan sonra ebruzenin elinden artık hiçbir şey gelmez. Kelimelerini, jestlerini, hayal gücünü, iç dünyasındaki değerleri ve gördüğü öz gerçeği (sanal değil gerçek gerçeği) söz teknesine aktaran şair için de, benzer bir durum söz konusudur. Her ikisinde de kıvam tutturma ve ruh verme meselesi vardır. Ancak ebrucu damlayı geri alamaz, serptiği boyalar artık elden çıkmış gitmiştir; ama şair kelimelerini ve bunların yerlerini değiştirebilir, yenileyebilir..."

Semiha Kavak


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder