15 Mart 2020 Pazar

Bir Uzun Serüvenin Şiirleşmiş Hali: "Eski Liman"



“tek başına şair değilken ben senle şiir kurulur
gül kokar bulutlar sen gülüp konuşurken
tatile girince bir okul bahçede zaman durur
ege’de bir değirmen düşü kalbimi vurur”

 “ Eski Liman”, bir öğretmen olan Orhan Tepebaş’ın ikinci kitabı.

Başta edebiyat dünyasının seçkin dergilerinden “Dergâh”ta uzun süre şiirleri yayınlanmış olan Tepebaş’ın, şiir serüveni öğrencilik yıllarına dayanıyor. Üniversite yıllarında kuruluşunda yer aldığı edebiyat dergisinde şiir’in yanı sıra, eleştiri, düz yazı ve günlük gibi çeşitlilikler içeren yazılar, çeşitli edebiyat dergilerinde de hat sanatı ve yazı kültürü konularında  makaleler yazdı. Bu nedenle Tepebaş, edebiyatın geniş alanlarına uzanan bir muhayyileye sahip.

Tepebaş’ın şiirlerinde, iç dünyamıza uzanışın yanı sıra, yalnızlık, özlem, ayrılık gibi duygular  yeni bir anlamla yoğrulmakta. 

Yaşanan zorlukları içselleştiren bir yaklaşımla dile getiren şairin dizelerinde , inanca dayalı sabrın çeşitli yansımaları öne çıkıyor.

Münacat adlı şiirinde geçen
“özleyeceğim sessizlikler bağışladın bana…”
“kalabalıklardaki yalnızlığı bağışladın bana…”
“kalemle yazmayı öğreten sendin”

“yazmayı üstüme alındım yetmedi gücüm
yine de kesmedin sözümü yazımı
sana şükürler olsun allah’ım”

dizeleri şairin hayata yaklaşımını özetlemekte. Farklı mecralarda gezinen, çeşitlilik içerisindeki şiirler hep bu minval üzere yol alıyor. Şiirlerinde geçen   “mesnevi, züleyha, yunus, tespih, cenaze, mevta, ölüm, şeyh, gâvur, melek, efendi” gibi sözcükler şairin düşünce dünyasının, iç dünyasının yansıması gibi. Bu sözcüklerle yoğrulan modern zamanların duygularına yönelen dizelerde bile bu dokuyu hissetmek mümkün;

“caddede yürürken
melekler ürkmüşken
soysuz bir uğultu
ve pörsümüş kokular arasında…”

Dizelerinde modern dünyanın yansıması olan caddeler ve melek, aynı düzlem içerisinde bir düşünceyi açığa çıkarıyor.

Tepebaş’ın “Eski Liman”adlı kitabında çeşitli kişilere ithaf edilmiş şiirlerin olması duygu yükünü öne çıkarmakta.

Anneye, çocuklara, arkadaşlara yazılmış şiirlerde farklı duygular hakim. Bu şiirler arasında İsmet Özel’e atfedilmiş bir şiirin de bulunması, Tepebaş’ın, İsmet   Özel şiirinden etkilendiği şeklinde yorumlanabilir hatta ona atfen yazdığı şu dizeler dahi böylesi bir çağrışım yapıyor;

“oysa biz biliriz
saint simon’un köpeğine
verdiği ismi
türkçeye tercüme edilmiş adamları
ruhlarını renklendirmek yerine
boya sürenleri”

Tepabaş’ın şiirlerinde divan şiirinden izler bulabildiğimiz gibi, akıp giden zamanın sürüklediği sona dair modern zaman anlatımları daha baskın.

“şimdi her şey beni sürüklüyor
kitapların arasında unutulmuş
eski bir para gibi
gülümsetiyorum kasiyerleri”

Semiha Kavak
Yeni Şafak Kitap - Gazete



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder