12 Ağustos 2014 Salı

Nadas


a'dan z'ye,
anamdan zehre…
duruşumdur, tek ayağım üzere
şiir.
...

Çıplak ve ölü yatıyor teneşirde ilham.
Elifi yok, be’si yoksun, kimi kaldı kimsesi.
Şair güzüdür derler, sarı ve solgun bir kâğıda dökülür mısra.
Beti ve Benzi ve huruf-u mukatta… 
nafile kıvranışı olur sözün kalemde ve dilde hakeza.
Halbuki dedim, yıkayın tüm kirini alfabenin,
alfadan betaya getirin bir tertip ile usule ki zeta
soyunsun yaftasından karasından.
En yalın haliyle aksın dediğimiz diyeceğimiz
yolunu bulsun bu ücrada.
Dedim ama
nafile...

Şair güzü imiş dedi kapıcı; yaprağın yüzü
şairin eli boştur. nadastır dedi, anlam bekleşir nice hece
cümleler sona değmez, mısraya ermez dedi.
Baksana;
fetrete vardı çağ bize, elimiz boş avucumuz.
bize açılır bir kapısı yok ve toprağın
ne bizi kasteden bir ima ne adımızı ünleyen
bir kişi...
şehir bize dışarıyı gösteriyor yol diye
coğrafya dediğin ne faşist olum be...
Hâlbuki dişi.

Şehri ve notaları çözün diye tembihledim oysa,
düğüm dolam bu tutukluk hallerinden soyun da atın kışrını
kılığı kendinden bozma bedenlerin ve bestelerin, dedim ama
nafile...
Vav ölümden çeksin ayağını, gözünü açsın dünyevi cemale dedim.
Ama işte
şair güzü imiş.
Müziğin durduğu bir ana tekabülü asrın...
Sararıp dökülen yapraklara akran
kuruyan yerlerimde terke zorlanmış yanlarım ve zanlarımdır
ağrıyan. Çok fena ağrıyan.
His kaybediyor bugün oysa, tek ayağım üzere
tanımsız ve dahi şiirsizdir bedenim.
Hâlbuki dişi.

Nur Alan
Ayna İnsan Sayı:5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder