30 Kasım 2014 Pazar

GOOGLE+ PLUS GRUP SAYFALARI


Bir plus ve blog kullanıcısı olarak Google'da bir süredir edebiyat, kültür, sanat, müzik, spor, yemek vs. paylaşımlarından oluşan topluluk sayfalarını fırsat buldukça gözlemlemeye çalışıyorum. Bu gruplardan bana gelen birçok daveti inceledim. Çok azını kayda değer buldum. Bu toplulukların başında bir admin ve sayfa moderatörleri bulunuyor. Sayfa yöneticileri daha çok sayfalardaki arkadaşların aktifliğini gözönünde bulundurarak aralarından kendi algı formatlarına uygun kişileri seçmeyi hedefleyip, bunu yürütmeyi amaçlıyorlar. 

Hatta kısa bir süre önce bana da editörlük teklifinde bulunan sanat ve felsefe sayfası admini bir arkadaş bu konuyla ilgili şikayetlerini dile getirmişti. Böyle bir şeye zamanım olmadığı için yalnızca konuyla ilgili gözlemlerimi, öneri ve tavsiyelerimi ilettim kendisine. 

Plus'ta oluşturulan bu topluluk sayfaları ilgi alanlarına göre tertip edilmek istendiğine göre o ilgi alanı sahiplerinin paylaşımlarından oluşmalı diye düşünüyorum. Fakat baktığımda çok alakasız şeyler görüyorum. 
Mesela Plus'a bağlı, edebiyatı önemser görünen bazı blog kullanıcılarının yemek gruplarında dahi "edebiyat" paylaşımı yapmasını anlamak gerçekten güç. İyi bir edebiyatçının ne yazdığı kadar bunu nerede yayınladığı da önemlidir. 

Kayda değer "edebî" ağırlıklı grup sayfası yok denecek kadar az. Hep aynı tarz, kitsch kadın görsellerinden oluşan arabesk bir işleyiş hâkim... Ve zaman zaman bu işleyiş içerisinde çok iyi şiir yazan arkadaşlarımın paylaşımlarına da tesadüf ediyorum. "Ben seçiciyimdir" diyen... Hayatımız varlık alanımızı genişleten "kelime" ile anlamını buluyor. Edebiyatı önemseyen insanların en azından bu tür topluluk sayfalarından kaçınıp genel plus sayfasında ya da kendi bloğunda doğru izleyicilerle buluşması daha mantıklı ve tutarlı geliyor bana... Çünkü topluluk demek, aynı amaç için birarada bulunan  ve nitelikleri bakımından bir bütün oluşturan insanlar demek.

Nitelik; "ne?" ve "nasıl?" sorularının karşılığıdır. Sokrat meşhur diyaloglarını bu soru üzerinden yürütmüştür. "Nedir?"i sorgularken "Nasıl?"ı unutmadan... Ama hep ortalarda bir yerlerde.

İnsanın insan ile kurduğu birliktelikten gerçek fayda sağlamak ancak niteliği gözetmekle mümkün...

Atalarımız boşuna dememiş  "Az olsun, öz olsun" diye. 

Semiha Kavak

3 yorum:

  1. Ne kadar güzel bir konuya değinmişsin Semihacım. Çünkü aynı dertten yakınan biri olarak kendime uygun yani edebiyat paylaşımlarımı döktürebileceğim bir sayfa artık bulamıyorum. İnsanlar topluluklarda gördüğü zaman hemen arkadaşlık duygusal yakınlıkla rahatsız eden o kadar çok insanla karsılaştım ki artık kişi engellemekten başka bir şey yapmıyorum. Bu ne ya diyorum burası bir edebiyat topluluğumu yoksa arkadaşlık sayfasımı.? Artık doğruyu yanlışı ayırt edemez oldum. Onun için paylaşımlarımı bile geri çekmiş durumdayım. sende bana klavuzluk yapmış oldum . Çok teşekkür ederim tekrar. umarım herkes okur ve bir nebze doğru yolu bulmuş olurlar. Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Gönül, benim de muzdarip olduğum bir konuya temas etmişsin, teşekkür ederim. Ben de çoğu zaman yaşıyorum bunu, maalesef bu da ayrı bir bezginlik. Bağlamdan ne kadar uzak ve kopuk yaklaşımlar değil mi? Oysa insan sorunlu ama sorumlu bir varlık, farkındalık sahibi olması gerekir az da olsa...Sevgiler buradan da.

    YanıtlaSil
  3. Sanal ortamdaki gruplarıın bir çoğunun adlarına uygun hedefleri olduğunu düşünmüyorum. Bunların bir kısmının çok üye kaydederek meşhur olma ya da reklam alma gibi bir hedef güttüklerini düşünüyorum. Aksi olsa, yazmaktan bihaber insanlarla edebiyat topluluğu oluşturmazlardı.

    YanıtlaSil